16-07-2021 08:57

Ali Şeriati`nin kaleminden Hacc`ın sembolleri

İbrahim`in sahnesi Mina`dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail`i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail`in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi... Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin.

Ali Şeriati`nin kaleminden Hacc`ın sembolleri

Hac, temelde kişinin Allah'a doğru yükselmesidir. Âdem'in yaratılış felsefesinin sembolik bir gösterisidir. Biraz daha açıklayacak olursak hacc ibadeti pek çok şeylerin aynı anda gösterilmesidir, bir "yaratılış gösterisi", bir "tarih gösterisi", "birlik gösterisi", İslami düzen gösterisi" ve bir "ümmet gösterisi.

"Bu gösteride şu unsurlar vardır: Allah, sahnenin yöneticisidir. Gösterilen tema, rol alan kişilerin hareketleridir. Âdem, İbrahim, Hacer ve Şeytan başlıca karakterlerdir. Sahneler Mescidü'l Harâm, haram bölge (mıntıka-i haram), Mes'a (Safa-Merve arası), Arafat, Meş'ar (Arafat'la Mina arasında hacıların gece kaldığı ve şeytan taşlamak için taş topladığı yer) ve Mina'dır. Önemli semboller, Kâbe, Safa, Merve, gündüz, gece, güneş ışığı, güneşin batışı ve kurbandır. Kostüm ve makyaj, ihram, halk ve taksirdir. Son olarak da bu gösterideki rollerin tek oyuncusu bir kişidir; yani sen!

Erkek ve kadın, genç ve yaşlı, siyah veya beyaz, ne olursan ol gösterinin en önemli özelliğisin...

Her yıl dünyanın her tarafından gelen Müslümanlar bu büyük "gösteri"de yer almaya teşvik edilir. Herkes eşit kabul edilir. Hiçbir ırk, cinsiyet ve sosyal statü ayrımı yapılmaz.

Mikat: Kefene Girilen Nokta

(...)

Gösteri Mikat'ta başlar. Bu noktada aktör (insan) elbiselerini değiştirmelidir. Niçin? Çünkü kişinin elbisesi, kendisi kadar karakterini de örter. Bir başka deyimle, kişi elbise giymez fakat gerçekte elbiseler onu gizler.

Elbiseler, model, tercih, mevki ve farklılığı sembolize eder. İnsanlar arasında "ayrılığa" neden olan suni sınırlar çizer. Pek çok durumda insanlar arasındaki ayrışma, "ayrıcalığı" doğurur. Daha açık bir deyimle "biz" değil, "ben" kavramı ortaya çıkar. "Ben", ırkımı, kabilemi, sınıfımı, grubumu, mevkiimi, ailemi, değerlerimi anlatmada kullanılır, bir insan olarak "beni" değil.

(...)

Şimdi elbiseni çıkar. Onları Mikat'ta bırak. Düz, beyaz kumaştan yapılmış kefeni giy. Herkes gibi giyineceksin. "Aynılık" ortaya çıksın. Bir, parçacık halinde kalabalığa katıl, bir damla olarak okyanusa dal.

(...)

Sahne, hüküm günü gibidir. Bir ufuktan diğerine bir "beyazlar seli" akar. Herkes kefen giymektedir. Cesetler Mikat'ta bırakılmış ve ruhlar buraya gelmiştir. Ne isimler, ne ırklar, ne de sosyal mevkiler bu büyük birleşimde bir farklılık meydana getirmez. Eşsiz bir birlik havası hâkimdir. Allah'ın birliğini ilan eden bir insan gösterisidir bu.

(...)

Haccı eda etmeden önce, insanlar insan olma özelliklerini kaybetmişlerdi. Kuvvet, servet, kabile, ülke ve ırklarla kendilerinden kopmuşlardı. Hayatları sadece bir "var olmaktan" öte geçmiyordu. Sonunda hacc ibadeti kendilerini keşfetmelerini sağladı. Şimdi, birbirlerini "bir" olarak ve bir tek "fert" olarak algılıyorlar, başka bir şey değil!

Lebbeyk: Sömürü ve Despotizmden Allah'a Yükselme

Allah'a koş! İhramlıyken, "lebbeyk" de. Allah seni çağırıyor. Artık O'na cevap verme ve tamamen itaat etme zamanıdır:"Lebbeyk [buyur] Allah'ım lebbeyk; hamd ve nimet senin için, mülk de senin için. Senin ortağın yok, lebbeyk!"

Dünyanın sömürücü, dolandırıcı ve despotik süper güçlerini reddeden insanlar bağırıyorlar: "Lebbeyk, Allahumme lebbeyk!" Düşün ey insan; manyetik bir alanda bir demir parçacığı gibisin! Mirac'a giden yolun üzerinde göğe doğru uçan bir milyon beyaz kuşun arasında sanki...

Hacc: Kâbe'ye Değil, Allah'a Doğru Hareket!

Sonsuzluğa doğru varmaya karar verdikten sonra hacca başlarsın. Hacc, Kâbe'ye doğru değil, Allah'a doğru sonsuz bir harekettir. Kâbe artık hiçbir şeyin yapılamadığı son değil, başlangıçtır. 

(...)

Mekke'ye gelmeden önce kendi ülkende sürgün hayatı yaşayan bir yabancıydın. Ama şimdi, Allah'ın ailesine katılmaya çağrıldın. İnsanlık, dünyanın en kıymetli ailesi bu eve çağrılır. Bir fert olarak eğer kendini düşünüyorsan, kimsesiz, evsiz ve barınaksız bir yabancı olduğunu hissedeceksin. Bu nedenle, benliğinden gelen eğilimleri at; işte o zaman Ev'e girip aileye katılmaya hazırsın demektir.

Tavaf: Tevhid Fikrinin Kristalize Hareketi

Bu [tavaf], tüm dünyanın bir benzeridir. Bir parçacığın (insanın) yönlendirilişini içine alan tevhid fikri üzerine kurulmuş düzenin bir örneğidir. Allah varlığın ortasındadır; bu bir günlük geçici dünyanın odak noktasındadır. Fakat sen olduğundan olman gerekene doğru durum değiştiren hareketli bir parçacıksın.

(...)

Eğer hâlâ kendinleysen, tavaf eden insan çemberinin gerçek bir parçası değilsin. Irmağın içinde değil, kenarında duran bir misafir gibi oluyorsun. Ama kendilerinden kopanlar canlıdırlar ve toplumca hareket etmektedirler.

Elbiseler, model, tercih, mevki ve farklılığı sembolize eder. İnsanlar arasında "ayrılığa" neden olan suni sınırlar çizer. Pek çok durumda insanlar arasındaki ayrışma, "ayrıcalığı" doğurur. Daha açık bir deyimle "biz" değil, "ben" kavramı ortaya çıkar. "Ben", ırkımı, kabilemi, sınıfımı, grubumu, mevkiimi, ailemi, değerlerimi anlatmada kullanılır, bir insan olarak "beni" değil.

 

İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi...

Senin İsmail'in kim veya ne?

İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi... Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin. Kim ve ne olursa olsun, beraberinde buraya kurban etmek için getirmelisin. Sana hangisini olduğunu söyleyemem, ama yardımcı olmak için bazı ipuçları verebilirim; inancını ne zayıflatıyorsa, sorumluluk kabul etmekten ne geri çeviriyorsa, çağrıyı duymana ne ve gerçeği itiraf etmene ne engel oluyorsa, "kaçma"ya ne zorluyorsa, rahatın için bahaneler bulmana ne yol açıyorsa, seni kör ve sağır ediyorsa... işte odur kurban edeceğin!

Hacdan Sonra: Makam-ı İbrahim'desin Artık

Şimdi Makam-ı İbrahim'de duruyorsun ve O'nun rolünü oynayacaksın; O'nun gibi yaşayacak ve inancının Kâbe'sinin mimarı olacaksın. İnsanları içinde yaşadıkları bataklıktan kurtar. Ayağa kalkmalarına yardım et ve onlara yön ver. Onları hacca çağır, tavaf etmeye çağır. İbrahim'in niteliklerini kazanmak için tavaf etmeye çağır. İbrahim'in niteliklerini kazanmak için, tavafa katılıp bencilliğini bırakarak temizlendikten sonra yolunu izlemek için Allah'a söz verdin. Allah şahidindir.

Ülkeni güvenlik ülkesi yap, çünkü emin bölgedesin (Mıntıka-i Haram).

Zamanını saygıdeğer bir zamana (Zaman-ı Haram) çevir, her zaman ihramlıymışsın gibi.

Yeryüzünü kutsal mescid (Mescid-i Haram) yap, çünkü kutsal mesciddesin.

Çünkü, yeryüzü Allah'ın mescididir.

Ama şimdi, "öyle olmadığını" görüyorsun!

(Ali Şeriati; Hacc, Şura Yayınları, 1991, İstanbul)

YORUMLAR
  • Ferhat Karasari   28-07-2021 07:00

    Önce selmlar olsun sahifeye emegi gecen kardeslerime tesekkür ederim.. Ali seriati merhum kardesimizede Rahmetler olsun.. Derslerine girerken "Ben sizi rahatsiz etmeye geldim" dermis.. Evet Rasid halifelerimize rahmet olsun Toplumun rahatini bozma lari toplumun isine gelmemis ümmeti cahiliyyeden kurtarmak icin cabalari anlasilmamis ve Ücü bu mücadelerine sehid edilmislerdir.. Islam yolunda binlerce sehidimizden bir taneside Ali seriati merhumdur.. Rabbim onu ve bizleri bagislasin hatalarimizi affetsin.. Müslüman önyargisiz olandir bilgiye ilme acik olandir.. Kuranin ilkelerine aykiri gelenleri secebilen Allahin kitabi önüne hicbir kitabi gecirmeyendir..Ali seriati "Ben sizleri rahatsiz etmeye geldim "diyerek derslerine girermis.. Elbette bu sistemin ve yönetimin ve sürülestirilmis halkinda isine gelmiyordu.. Tarih boyu Tüm taguti sistemlerim en büyük korkusuda "Rahatsiz edilmeri" degilmidir. Ve fitne cikardigi (!!!) rahati bozdugu icin ortadan kaldirilmistir.. Rahmet olsun.. bir örnekde osmanlidan her halde Allahin hükümlerine mukabil kanun vaaz ettigi icinmi kanuni lakapli saltanat sahibi zamaninda zeynuddin bin ali isimli bir alimimiz Hz Ali (ra) nin aygindaki okun cikarilmasini anlatmis be "Bizim namazimiz namazmi kuru bir oturup kalkmaykdan ibaret namaz suurlu olmali husuulu olmali" diye anlatmis birilerini rahatsiz eden alimimiz "Namazi inkar ediyor ictihat yapiyor diye yönetime sikayet edilmis yönetimde idam ederek sehid etmisdir.Ne luzumu vardi (!) dgilmi zamanimizdaki saray ve tv vaizleri gibi fahis ücretler kazanarak üc saat hurafe anlatipda bir ayet okumayanlar gibi davransaydi ve sürürülestirilmis toplumun ve sahiblerinin rahatini bozmasa olmazmiydi!!! Tarihimiz bu örneklerle dolu..bugunde güya milletin ac oldugunu beyan edenleride hicbir düzen mutlu edmemis ve gah yönetimi gah toplumu mutlu edemedikleri icin alasagi edilmislerdir Dünyadaki siyasetin hali her yer ve zeminde böyle degilmidir Tevhidi anlatan kardeslerimiz iceri tikilirkan Darbeciler yargilaniyor ve hala iceri alinmiyorlar.. Ali Seriatinin fikirleri kurandan nasibi olmayanlara agir geliyor Önyargiyla reddediyorlar oysa bilmiyorlarki Bütün güzide Nebiler Resuller (s) de toplumun rahatini bozduklari icin cekmedik cileler ce hatta ölümler yasamislardi. Müslüman rahat duramazdi. Bu zulumlerin bir önlemi alinmali bir yolu olmali bu yolda cabalar olmali bir seyler üretmeli ve dünyanin eskimis demokrasi ve laiklileri ni bize zorla dayattiklarinin karsisinda bizimde bir sözümüz sistemimizin yazili bir nüshasini sunamazmiydik ? olmadi oldurmadilar. Bu düsünceler tüm sistemlerin korkulu rüyasiydi.Toplum bu rüyadan uyanditilmamaliydi ve görüdgu yerde bu uyaricilara hadleri (!) bildirilmeliydi ve öylede oldu önce kavramlarimizin icleri bosaltildigi icin Kuran bizimle konusmadi.. Iste hacc konusuda cihad gibi sehid gibi seriat gibi kavramlarimizdan biriydi.. insanimiz hacca gittikden sonra günah islememe dösüncesiyle yasi yetmise dayandirdiktan sonraya erteliyor.. Yada bugün haccda seytani taslarken zalime zulmüne ses cikarmayabiliyor .. iste Ali seriatini derdide buydu acisida buydu Toplumu rahatsiz etneyecek Fitne (!) cikarmayacakdi toplum..Sistemin karsimiza cikmasini anlarizda ilk planda kardeslerimizi kardes sandiklaimizi karsimizda bulmamiz ne aci.. Hani Ferezdak kerbela yolunda Hüseyne (ra) diyordu ye "Ey hüseyn onlarin kalpleri seninle ama kiliclari sana karsi.. Evet yeniden kavramlarimizin icini sevgili Nebi (s) ve Kuran önderligi ölcü ve örnekligi ile doldurabilirsek kuran bizimle konusacak ve Rabbimizde elimizden tutacakdir insaAllah. Haccida bu konularda bu duygularla yasarsak daha makbul olacaktir Ama isin aci yönü bugün bu duygularla hacci önlemek icin ellerinden gelenleri ardlarina koymayan yönetimleri sorgulama hakkimiz degilmidir... Rabbim kurana ve sahih uygulamalarina muhatap olan Resullullhi örnek alan kardeslerime bin selam olsun AEO..