03-04-2012 01:06

`Evlilik programları ve diziler kaldırılmalı`

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Hukuk Fakültesi ve Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi işbirliğiyle `Tüm Yönleriyle Boşanma Çalıştayı` sonuç raporunda farklı çözüm önerileri sunuldu.

`Evlilik programları ve diziler kaldırılmalı`

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Hukuk Fakültesi ve Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi işbirliğiyle 30-31 Mart 2012 tarihlerinde düzenlenen ve Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Fatma Şahin`in katılımıyla gerçekleştirilen "Tüm Yönleriyle Boşanma Çalıştayı" sonuç raporu, düzenlenen basın toplantısında kamuoyuyla paylaşıldı.

Rektörlük senato odasında basın mensupları ile bir araya gelen Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aytekin Sır, çalıştayın çok boyutlu ele alındığını belirterek, çalıştayın; sosyolojik, psikolojik, hukuksal, iletişim ve ilahiyat boyutuyla ele alınarak çok farklı disiplinlerde insanları bir araya getirdiklerini söyledi.

Bu doğrultuda masaların hazırlamış oldukları raporların düzenlenerek nihai çalıştay sonuç raporunun elde edildiğini açıklayan Prof. Dr. Aytekin Sır, çalıştay sonucunda öne çıkan çözüm önerilerini sıraladı.

"AİLE BİRLİĞİNİ TEHDİT EDEN, EVLİLİK PROGRAMLARI İLE DİZİLER KALDIRILMALI" 
Medyada şuan yayında olan; halkın örf, adet, gelenek ve inançlarıyla uyuşmayan, aile birliğini tehdit eden, evlilik programlarının, bazı dizi ve programların denetim altına alınması veya yayından kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Sır, "evlilik ve anne baba olma eğitimleri gerek medya gerekse kurumlar (resmi kurumlar ve/veya STK`lar) vasıtasıyla yaygınlaştırılmalıdır. Bu eğitimlerde merhamet, fedakarlık, sabır, anlayış ve hoşgörü dersi özellikle verilmelidir. Sağlıklı evlilikler kurulabilmesi için evlenecek kişilerin evlenmeden önce konuyla ilgili bir eğitim programına katılmış olmaları mutlaka aranmalıdır (evlilik okulu gibi) ve bu konuda yapılacak eğitimlere herkesin ücretsiz ulaşabilmesi sağlanmalıdır." dedi.

ÜNİVERSİTELERDE "AİLE ÖĞRETMENLİĞİ" BÖLÜMLERİ KURULMALI 
Üniversitelerde "Aile öğretmenliği" bölümlerinin kurulması gerektiği, ayrıca konuyla ilgili bölümler için seçmeli olarak "Aile eğitimi" dersleri koyulması gerekliliğinin altını çizen Sır, sözlerini şöyle sürdürdü: "İlköğretim çağındaki çocuklara, kadın ve erkeğin rollerindeki farklılıklar gibi dersler verilmelidir. Ayrıca aile kavramı ve aile içi tartışmalarda uygun davranış modelleri psikodrama yöntemi de kullanılarak öğretilmelidir. Erken yaşta (18 yaş altı çocuk yaşta) evliliklere karşı zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıkarılması faydalı olacaktır ve bu konu titizlikle takip edilmelidir. Aile içi iletişimi güçlendirecek filmler, diziler, cep kitapları çoğaltılmalı ve "Kamu spotları" ailevî konularda da gündeme gelmelidir. Uzmanların danışmanlığında; ailede sabır, sadakat, hürmet, muhabbet, fedakârlık hislerini ön plana çıkaran TV dizileri, filmler, tiyatro, küçük cep kitapları gibi farklı yayın türleri üzerinde çalışılmalıdır."

BOŞANMA DAVASINDA MAHKEME TEDAVİ ZORUNLUĞU GETİRMELİ 
Psikolojik danışma hizmetlerinin yaygınlaştırılması, psikiyatrik hastalıklar ile ilgili toplumun doğru bilgilendirilmesi gerektiğini anlatan Sır, bunun medya ve eğitim kurumları aracılığı ile yaygınlaştırılması gerektiğini kaydetti. Sır, boşanma sürecindeki bireylerin psikolojik bir değerlendirmeden geçmesi ve gerekli görülen durumlarda tedavinin mahkemece zorunlu tutulması gerektiğini açıkladı.

EVLİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI" KURULMALIDIR 
Boşanma davasının aile içi özel meseleleri ortaya dökmesi ve tekrar toparlamanın zor olması nedeniyle davadan sonra evliliklerin hiç sürmediğini veya boşanma ile sonuçlandığını veya sağlıksız aile olarak zoraki sürmeye devam ettiğini anlatan Sır, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu sebeple, boşanma davasından önce arabulucuya başvurmak ve problemin arabulucu eliyle çözülmesi ve mümkünse evliliğin devamını sağlamaya çalışmak, dava şartı haline getirilmelidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Evlilik ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde "Evlilik Dairesi Başkanlığı" kurulmalıdır. Aile mahkemesindeki hakimin evliliğe yapmış olduğu her türlü müdahale, takdir hakkı, nasihat ve barıştırma gayreti girişimlerine üçlü mekanizma (ortak aile bireyi-psikiyatrist-sosyal çalışmacı) dahil edilmeli, bu çerçevede "ihsas-ı rey" yasağı usul kanununda veya en azından içtihatlarda yapılacak değişikliklerle yumuşatılmalıdır. Ekonomik sorunlar nedeni ile boşanması söz konusu olan aileler tespit edilerek ve aile bireylerinden en az bir kişinin sosyal güvencesi olan düzenli bir işte çalışmasını sağlayacak koşullar oluşturulmalıdır."

Ortaya çıkan bu sonuç raporunun bir kopyasının, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığına gönderildiğini belirten Sır, bakanlığın bu yöndeki çalışmalarına katkı sunması temennisinde bulundu.

(Kaynak: ilkha)

YORUMLAR
  • Gürcan   07-04-2012 17:41

    hadi bakalım.