Komisyonculuk ve emlak komisyonculuğu

Komisyonculuk faaliyetinde üç taraf vardır: Satıcı (mal sahibi), alıcı (müşteri), satıcıyla alıcıyı buluşturan kişi (komisyoncu). Eski uygulamaya göre komisyoncu, şehirde yaşamakta ve pazarları bilmektedir. Bu açıdan şehri ve pazarları bilmeyen satıcıdan malı alır, “Sen satma, ben senin yerine satayım.” der ve onun vekili gibi o malı satışa çıkarır. Yahut da, satıcı ile komisyoncu arasında bir akit imzalanır ve her iki taraf da zarara uğramayacak şekilde anlaşılır. Bu durumda komisyoncu, satıcının bir nevi işçisi olur.

19-10-2017


Komisyon kelimesi Fransızca  “commission” kelimesinin Türkçeleşmiş halidir.
Buna göre ticari terim olarak komisyon; Bir ticari işlemin gerçekleştirilmesine aracılık eden kişiye hizmeti karşılığında işlem tutarının belli bir oranında yapılan ödemedir. Aracılık yapan kişiye meslek grubuna göre değişmekle beraber “………….. Komisyoncusu” veya  “komisyoncu”  denir. İngilizce komisyoncu “broker, commission agent” olarak kullanılmaktadır. Arapça olarak  “dellal/tellal / دلال”, “Umulet /عمولة“ veya سِمْسَار “simsar” olarak kullanılmaktadır. Farşça Emlak Komisyoncusuna “hane-füruş” denir.

Arapça’da münâdî, dellâl ve sâih genellikle aynı mânada kullanılmışsa da örfte simsar ve dellâle farklı anlamlar yüklenebilmiştir. Meselâ simsar müşteriyi bulup mala veya sahibine götürürken dellâl yanında gezdirdiği metaya alıcı arar. Tarihte Mısır gibi bazı İslâm ülkelerinde kendilerine verilen tekstil ürünlerini ve mücevheratı çat kapı pazarlama yöntemiyle satan ve bohçacıların işlevini gören kadın simsarlar da (dellâle) istihdam edilmiştir. Günümüzde özellikle turistleri komisyon karşılığı anlaştığı otel, motel, dükkân gibi işletmelere yönlendiren kişiye de hanutçu (Arapça “dükkân” anlamındaki hânût kelimesinden) denir.

Hz. Peygamber pazar denetimlerinden birinde Bakī‘deki simsar olarak nitelenen topluluğa râvinin ifadelerinden kendilerinin de hoşuna gittiği anlaşılan tüccar şeklinde hitap ederek yemin ve boş sözlerden kaçınmalarını tembihlemiştir (Ebû Dâvûd, “Büyû”, 1; İbn Mâce, “Ticârât”, 3; Tirmizî, “Büyû”, 4; Nesâî, “Eymân”, 22-23, “Büyû”, 7). İslâm hukukçularının çoğunluğu bu hadisi delil göstererek simsarlığı câiz saymıştır. Tarih boyunca bazı kişilerin meselâ akar / emlâk, kumaş, sebze, kitap, köle, hayvan gibi belli malların simsarlığında uzmanlaştığı ve birçok âlimin “es-simsâr” lakabıyla anıldığı görülür.

 

Yüksel Yılmaz'ın makalesinin tamamını okumak için tıklayınız.....

Etiketler : #Komisyonculuk   #ve   #emlak   #komisyonculuğu   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN